Atamızı Andık
Genel Müdürümüz Hıfzı YETGİN’in 10 Kasımda Atatürk’ü Anma töreninde yaptığı konuşma:
Değerli Yönetici arkadaşlarım, Kıymetli Öğretmenlerim, Sevgili Öğrenciler ve Saygıdeğer Velilerimiz;
Bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve mimarı ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 76. yılında onu anmak amacıyla toplanmış bulunuyoruz. Herkesin bildiği gibi, eşsiz devlet adamı, 20. yüzyılın yetiştirdiği en büyük deha ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, olan M. Kemal Atatürk’ü 76 yıl önce bugün kaybettik.
Atatürk’ü, onun hayatını ve kişisel niteliklerini sıralamaya aylar yıllar yetmez. Kısaca söylemek gerekirse;
Atatürk, vatanına ve milletine çok yüce duygularla bağlı, vatan savunmasını her şeyin üzerinde tutan, ulus sevgisi kıyaslanamayacak bir tutku derecesinde olan, hayattayken ve ölümünden sonra da maddi ve manevi tüm varlığını çok sevdiği ulusuna adamış bir devlet adamı ve de komutandı.
Onun en büyük amacı; Türk Ulusunun“ Medeni ve yaşam seviyesi yüksek bir Ulus olarak varlığını sürdürme” si idi. Bunları arzularken asla hayalperest davranmadı.“Biz, ilhamlarımızı gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz”söylemi bunun en açık kanıtıdır.
Atatürk’e göre; akıl ve mantığın üstesinden gelemeyeceği hiçbir zorluk yoktur. Bu nedenledir ki hayata geçirdiği başarılı reformların temelinde hep akıl ve mantık vardır. Ona göre bilim ve teknik hayatımıza egemen olmalıdır. Bu nedenle bilim ve fen dışında kalan tüm hurafeler, anlamsız, mantıksız, çağdışı ve hastalıklıdır.
Atatürk deha kişidir. Askeri ve siyasi alanlarda daha önce uygulanmamış yöntemler uygulayarak, o günün şartlarında hayal edilmesi bile olanaksız güç işlere imza atmıştır. Bunları birkaç cümle ile özetmek gerekirse:
Yeni bir ordunun oluşturulması,
Halkın ikna edilmesi,
Yurdun düşmandan temizlenmesi,
Yeni bir devletin ve yönetim şeklinin oluşturulması,
Eski olan devlet sisteminin kaldırılması,
Siyasi, toplumsal, ekonomik ve hukuki alanlarda yapılan çok sayıdaki devrimlerin yapılmasıdır.
Atatürk’ün görüşleri çağının çok ilerisindedir. Sezgileri de çok güçlüdür. Çanakkale savaşlarında düşman donanmasının nereden çıkarma yapacağını sezmiş ve Dünya’nın en güçlülerine “Çanakkale geçilmez” dedirtmiştir. 2. Dünya savaşını yıllar öncesinden tahmin etmiş, Ulusunu uyarmış öldükten sonra bile izlenmesi gereken hareket biçimini on yıl öncesinden belirlemiştir.
Çok ağır bir hastalıkla pençeleşirken ileri görüşlülüğü sayesinde en uygun zaman da uygulattığı bir halk oylaması ile Hatay’ın Türkiye topraklarına katılmasını sağlamıştır.
Sakarya Savaşında “ hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır o satıh bütün vatandır “ sözü ile askeri dehasını ortaya koymuş ve o güne kadar ki iki ordu arasında geçen ve birisinin galip ötekisinin mağlup sayıldığı savaş stratejilerini sona erdiren yaklaşımı ortaya koyarak askeri alanda onbinlerce yıllık anlayışı sona erdirmiştir. Bu söz şuan dünya harp okullarındaki derslerde örnek savunma taktiği olarak okutulmaktadır. Askeri alandaki tüm başarılarına rağmen “Yurtta barış, Dünyada barış” sözünün de sahibi olan Atatürk, mecbur kalınmadığı sürece savaşı cinayet olarak tanımlayan ender askerlerden de birisidir.
Çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkmanın eğitimle olacağına işaret eden Atatürk, eğitimin milli olması gerektiğine inanmıştır. O, eğitimin gücünden bahsedenken bir söylevinde :“Eğitimdir ki bir milleti hür, bağımsız, şanlı, yüce bir toplum olarak yaşatır; ya da bir milleti esarete ve sefalete terk eder.”demiştir.
Atatürk bağımsızlığına çok düşkün bir liderdir. Ona göre Türk ulusu asla esir yaşayamayacaktır. Bu nedenle Milli Mücadeleyi Anadoluda başlatır. Mücadeleyi başlatırken de; parolası da“Ya istiklâl, ya ölüm”dür. Mücadeleci bir ruha sahip olan ve milletine sonuna kadar güvenen Atatürk, Amerikalı bir generale de bu konuda şunları söylemiştir:“…bir millet, top yekûn kurtulmaya karar verir de harekete geçerse onun özgürlüğünü ve bağımsızlığını elde etmesini engelleyecek dünyada bir güç yoktur.”
Sonuç Olarak:En büyük eserim diye nitelendirdiği Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Atatürk, kuşku yok ki Türk ulusunun yetiştirdiği en büyük Türk’tür. İçinde bulunduğu asrı aşıp gelecek asırlara da ışık tutan bir dehadır. “Anadolu’nun bir Türk yurdu olma vasfını sona erdirmek isteyen emperyalizme karşı arkasına aldığı halkıyla top yekun bir savaş yürüterek Anadolu’yu işgalcilerden temizlemiş yepyeni bir Türkiye’yi kurmuştur. Savaştan sonra da Türk Ulusunu yaptığı reformlarla yeniden diriltmiştir. Atatürk’ün özelliklerini sayarak bitirmek oldukça güçtür.
“Atatürk gibi insanlar, bir kuşak için doğmadıkları gibi bir devre için de doğmazlar. Onlar önderlikleriyle yüzyıllarca uluslarının tarihinde hüküm sürecek insanlardır.”
“Asırların pek nadir olarak yetiştirdiği dâhi” lerden olan Atatürk’ü, aramızdan ayrılışının 76. yılında Antalya Amerikan Kültür Koleji öğrencileri, velileri, Kurucuları, yöneticileri, öğretmenleri ve tüm çalışanları olarak rahmet ve şükranla anıyor, aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyoruz.
Ve Büyük önderimize hep birlikte sesleniyoruz.
“Ey büyük Atatürk;
Açtığın yolda gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğimize ant içeriz.
Varlığımız Türk varlığına armağan olsun.
Ne mutlu türküm diyene.”
Sevgili öğrencilerim; Sizlerden; Atatürk’ü anlamaya anlamaya çalışmanızı, Onun fikirlerini yol gösterici kabul etmenizi, Ufkunuzu geniş, hedefinizi büyük tutmanızı ve Atatürk’e layık bir gençlik olmanızı istiyoruz. Antalya Amerikan Kültür Kolejinin her öğrencisi bunu yapabilecek güç ve yeteneğe sahiptir.
Atatürk’ümüzü sevgi, saygı ve minnet duygularımızla bir kez daha anıyoruz.
Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Hıfzı YETGİN
Değerli Yönetici arkadaşlarım, Kıymetli Öğretmenlerim, Sevgili Öğrenciler ve Saygıdeğer Velilerimiz;
Bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve mimarı ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 76. yılında onu anmak amacıyla toplanmış bulunuyoruz. Herkesin bildiği gibi, eşsiz devlet adamı, 20. yüzyılın yetiştirdiği en büyük deha ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, olan M. Kemal Atatürk’ü 76 yıl önce bugün kaybettik.
Atatürk’ü, onun hayatını ve kişisel niteliklerini sıralamaya aylar yıllar yetmez. Kısaca söylemek gerekirse;
Atatürk, vatanına ve milletine çok yüce duygularla bağlı, vatan savunmasını her şeyin üzerinde tutan, ulus sevgisi kıyaslanamayacak bir tutku derecesinde olan, hayattayken ve ölümünden sonra da maddi ve manevi tüm varlığını çok sevdiği ulusuna adamış bir devlet adamı ve de komutandı.
Onun en büyük amacı; Türk Ulusunun“ Medeni ve yaşam seviyesi yüksek bir Ulus olarak varlığını sürdürme” si idi. Bunları arzularken asla hayalperest davranmadı.“Biz, ilhamlarımızı gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz”söylemi bunun en açık kanıtıdır.
Atatürk’e göre; akıl ve mantığın üstesinden gelemeyeceği hiçbir zorluk yoktur. Bu nedenledir ki hayata geçirdiği başarılı reformların temelinde hep akıl ve mantık vardır. Ona göre bilim ve teknik hayatımıza egemen olmalıdır. Bu nedenle bilim ve fen dışında kalan tüm hurafeler, anlamsız, mantıksız, çağdışı ve hastalıklıdır.
Atatürk deha kişidir. Askeri ve siyasi alanlarda daha önce uygulanmamış yöntemler uygulayarak, o günün şartlarında hayal edilmesi bile olanaksız güç işlere imza atmıştır. Bunları birkaç cümle ile özetmek gerekirse:
Yeni bir ordunun oluşturulması,
Halkın ikna edilmesi,
Yurdun düşmandan temizlenmesi,
Yeni bir devletin ve yönetim şeklinin oluşturulması,
Eski olan devlet sisteminin kaldırılması,
Siyasi, toplumsal, ekonomik ve hukuki alanlarda yapılan çok sayıdaki devrimlerin yapılmasıdır.
Atatürk’ün görüşleri çağının çok ilerisindedir. Sezgileri de çok güçlüdür. Çanakkale savaşlarında düşman donanmasının nereden çıkarma yapacağını sezmiş ve Dünya’nın en güçlülerine “Çanakkale geçilmez” dedirtmiştir. 2. Dünya savaşını yıllar öncesinden tahmin etmiş, Ulusunu uyarmış öldükten sonra bile izlenmesi gereken hareket biçimini on yıl öncesinden belirlemiştir.
Çok ağır bir hastalıkla pençeleşirken ileri görüşlülüğü sayesinde en uygun zaman da uygulattığı bir halk oylaması ile Hatay’ın Türkiye topraklarına katılmasını sağlamıştır.
Sakarya Savaşında “ hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır o satıh bütün vatandır “ sözü ile askeri dehasını ortaya koymuş ve o güne kadar ki iki ordu arasında geçen ve birisinin galip ötekisinin mağlup sayıldığı savaş stratejilerini sona erdiren yaklaşımı ortaya koyarak askeri alanda onbinlerce yıllık anlayışı sona erdirmiştir. Bu söz şuan dünya harp okullarındaki derslerde örnek savunma taktiği olarak okutulmaktadır. Askeri alandaki tüm başarılarına rağmen “Yurtta barış, Dünyada barış” sözünün de sahibi olan Atatürk, mecbur kalınmadığı sürece savaşı cinayet olarak tanımlayan ender askerlerden de birisidir.
Çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkmanın eğitimle olacağına işaret eden Atatürk, eğitimin milli olması gerektiğine inanmıştır. O, eğitimin gücünden bahsedenken bir söylevinde :“Eğitimdir ki bir milleti hür, bağımsız, şanlı, yüce bir toplum olarak yaşatır; ya da bir milleti esarete ve sefalete terk eder.”demiştir.
Atatürk bağımsızlığına çok düşkün bir liderdir. Ona göre Türk ulusu asla esir yaşayamayacaktır. Bu nedenle Milli Mücadeleyi Anadoluda başlatır. Mücadeleyi başlatırken de; parolası da“Ya istiklâl, ya ölüm”dür. Mücadeleci bir ruha sahip olan ve milletine sonuna kadar güvenen Atatürk, Amerikalı bir generale de bu konuda şunları söylemiştir:“…bir millet, top yekûn kurtulmaya karar verir de harekete geçerse onun özgürlüğünü ve bağımsızlığını elde etmesini engelleyecek dünyada bir güç yoktur.”
Sonuç Olarak:En büyük eserim diye nitelendirdiği Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Atatürk, kuşku yok ki Türk ulusunun yetiştirdiği en büyük Türk’tür. İçinde bulunduğu asrı aşıp gelecek asırlara da ışık tutan bir dehadır. “Anadolu’nun bir Türk yurdu olma vasfını sona erdirmek isteyen emperyalizme karşı arkasına aldığı halkıyla top yekun bir savaş yürüterek Anadolu’yu işgalcilerden temizlemiş yepyeni bir Türkiye’yi kurmuştur. Savaştan sonra da Türk Ulusunu yaptığı reformlarla yeniden diriltmiştir. Atatürk’ün özelliklerini sayarak bitirmek oldukça güçtür.
“Atatürk gibi insanlar, bir kuşak için doğmadıkları gibi bir devre için de doğmazlar. Onlar önderlikleriyle yüzyıllarca uluslarının tarihinde hüküm sürecek insanlardır.”
“Asırların pek nadir olarak yetiştirdiği dâhi” lerden olan Atatürk’ü, aramızdan ayrılışının 76. yılında Antalya Amerikan Kültür Koleji öğrencileri, velileri, Kurucuları, yöneticileri, öğretmenleri ve tüm çalışanları olarak rahmet ve şükranla anıyor, aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyoruz.
Ve Büyük önderimize hep birlikte sesleniyoruz.
“Ey büyük Atatürk;
Açtığın yolda gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğimize ant içeriz.
Varlığımız Türk varlığına armağan olsun.
Ne mutlu türküm diyene.”
Sevgili öğrencilerim; Sizlerden; Atatürk’ü anlamaya anlamaya çalışmanızı, Onun fikirlerini yol gösterici kabul etmenizi, Ufkunuzu geniş, hedefinizi büyük tutmanızı ve Atatürk’e layık bir gençlik olmanızı istiyoruz. Antalya Amerikan Kültür Kolejinin her öğrencisi bunu yapabilecek güç ve yeteneğe sahiptir.
Atatürk’ümüzü sevgi, saygı ve minnet duygularımızla bir kez daha anıyoruz.
Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Hıfzı YETGİN
Tweet |
![]() |